Abdülhak Hamit “Mütesadif” Şiir İncelemesi
Mütesadif
Tecessüs:
1
Şu
güzer-gâha kıl nazar;
Her
belâ anda muntazar!
Gün
batarken garip garip,
Kimseler
yoğ iken şu sahrâda,
Kim
şu mahlûk-ı dil-firib,
Kim
unutmuş anı bu enhâda?
Niçin
ağlar hazin hazîn,
Ne
temennâsı var bu dünyada?
Acaba
kim şu nâzenîn,
Kimi bekler kenâr-ı
deryada?
Tecessüs:
2
Acaba
kim şu sîmîn-ber,
Kime
âşık kime muğber?
Tavrı
pür-mânâ, hey’eti sâde,
Ser-âzâde;
Kim
şu hasnâ-yı bî-hemtâ:
Acep
kimdir?
Âftab
âzim-i mâğrip;
O
niçin olmamış gârib?
Sebep
kimdir?
Ne
oturmuş tek ü tenhâ,
Ne
sevdada,
Kimi bekler kenâr-ı
deryâda?
Abdülhak Hamit Tarhan
Günümüz
Diliyle
Tesadüf Eden
Anlama Merakı: 1
Şu
yol boyunca bir bak;
Her
bela ondan beklenir!
Gün
batarken garip garip,
Kimseler
yok iken şu çölde
Kim
şu gönül aldatan yaratık,
Kim
unutmuş onu bu taraflarda
Niçin
ağlar hazin hazin
Ne
dileği var bu dünyada?
Acaba
kim şu nazlı,
Kimi bekler deniz
kenarında?
Anlama Merakı: 2
Acaba
kim şu gümüş tenli,
Kime
âşık kime küsmüş?
Tavrı
çok anlamlı, görünüşü sade,
Serbest;
Kim
şu benzersiz güzellikteki kadın:
Acaba
kimdir?
Güneş
batıda (batmakta) kararlı;
O
niçin olmamış batan?
Sebep
kimdir?
Ne
oturmuş tek ve yalnız,
Ne
sevdada,
Kimi bekler deniz
kenarında?
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Nazım
biçimi: serbest müstezattır.
Nazım
birimi: benttir. Şiir “Tecessüs: 1” ve “Tecessüs: 2” olmak
üzere iki bölümden oluşmuştur.
Ölçüsü:
aruz
ölçüsüdür. Ancak tek bir kalıp yerine çeşitli aruz kalıpları kullanılmıştır.
Uyak
şeması: Belli bir uyak düzeni yoktur. Farklı uyak örgülerine
yer verilmiştir.
Uyak
ve Redifler
1.
---nazar
---muntazar “-azar” zengin uyak
---garib
---dil-firib “-rib” zengin uyak
---sahrâda
---enhâda “-da” redif; “-â” tam uyak
---hazîn
---nazenîn “-în” zengin uyak
---dünyada
---deryâda “-da” redif; “-ya” tam uyak
2.
---sîmîn-ber
---muğber “-ber” zengin uyak
---sâde
---ser-âzâde “-âde” zengin uyak
---hemtâ
---tenhâ “-â” tam uyak
---acep kimdir
---sebep
kimdir “kimdir”
redif; “-ep” tam uyak
---mağrib
---gârib “-rib” zengin uyak
---sevdada
---deryâda “-da” redif; “-a” yarım uyak
Diğer
Ahenk Unsurları
Şiirdeki asonansların
büyük bir kısmı “a” sesinin kullanılmasıyla sağlanmıştır.
Şiirde “k, n”
seslerinin sıkça kullanılmasıyla da aliterasyon yapıldığı görülmektedir.
Şiirin ahengini
sağlayan kelime tekrarlarına da sıkça rastlamaktayız. Bu kelimelerden en çok “kim”
kelimesi tekrarlanıyor. Bu kelimenin çok tekrar edilmesi sadece ahenkle değil
içerikle de ilgilidir.
Şiirin
İçerik Yönünden İncelenmesi
Şair, “Mütesadif” adlı
şiirinde bir doğa betimlemesi yapıyor. Şair, doğadan edindiği izlenimleri iç
dünyasını da yansıtacak bir biçimde dile getiriyor. Buna göre şair, bir
ıssızlığın ve sessizliğin ortasında yapayalnız doğayı gözlemlerken deniz
kıyısında yalnız bir kadın görüyor.
Bir kadın deniz
kenarında hazin bir biçimde ağlamaktadır. Kadın çok güzel ve alımlıdır. Âşık ya
da küskündür. Birini beklemektedir. Güneş batmakta, ancak o ışıldamaktadır.
Sanki batan güneşin ardında birini beklemektedir.
Şair, şiirin birinci
bölümünde doğanın tasvirine, ikinci bölümde ise gördüğü güzel kadının tasvirine
ağırlık vermiştir. Şair, aslında hem doğanın hem de kadının tasvirini yaparken,
kendi iç dünyasının da bir nevi tasvirini yapmaktadır. İçindeki yalnızlığı,
ıssızlığı, isteklerini, kırgınlıklarını ve umutlarını yansıtmaktadır. Doğadaki
çeşitli nesneler ve durumlarla çağrışımlar yapmakta, duygularını ve umutlarını
bu yolla dışa vurmaktadır.
Şiirin
teması: doğadır.
Dil
ve Anlatım
Abdülhak Hamit, Türk
şiirinin hem içerik hem de biçim açısından büyük yeniliklere açılmasını
hazırlayan şair olarak kendinden sonra gelenler tarafından üstat olarak
tanınmıştır.
Batı şiirinde gördüğü
her yeniliği Türk şiirine getiren şair, şiirlerinde geleneksel şiir anlayışının
dışına çıkarak farklı biçimler denemiştir. Mütesadif adlı şiirinde de bu
yeniliklerden izler görülmektedir.
Sanat için sanat
görüşünü benimseyen şair, genellikle bireysel konuları işlemiş, bazen
anlaşılır, bazen de ağır bir dil kullanmıştır. Mütesadif adlı şiirinde bireysel
bir konuyu işleyen şair; doğayı lirik bir dille, betimleyici bir tarzda dile
getirmiştir. Şiirde Arapça ve Farsça tamlamalara yer veren şair, kendi iç
dünyasını da yansıtan farklı bir doğa tasviri yapmıştır.